KİŞİLERİN AD-SOYADI İLE ARAMA MOTORLARINDA ÇIKAN SONUÇLARIN İNDEKSTEN ÇIKARILMASINA YÖNELİK TALEPLERİN UNUTULMA HAKKI BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ:23.06.2020 TARİH 2020/481 SAYILI KURUL KARARI
Kişisel Verileri Koruma Kurumu, ilgili kişilerin ad ve soyadları ile arama motorları üzerinden yapılan aramalarda çıkan sonuçların 6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanununu ihlal ettiği gerekçesiyle yapılan başvurulara ilişkin verdiği 23.06.2020 ve 2020/481 tarihli kararda kişilerin talepleri ile unutulma hakkı arasındaki ilişki açıklanmış olup ilgili kanun maddelerine, anayasaya ve yargı içtihatlarına atıf yapılarak başvuruların hangi kapsamda değerlendirildiği kamuoyuna sunulmuştur. Söz konusu karara ilişkin değerlendirme yapılırken unutulma hakkının açıklanması, ülkemizdeki mevzuat ve içtihatlara yansıması ve son olarak başvurucuların izlemesi gereken yolun açıklanması faydalı olacaktır.
Unutulma hakkı: Kişilerin internet ortamında kendileriyle ilgili yer alan rahatsız edici bilgilerin, haberlerin, görüntülerin bir daha geri getirilmemek üzere dijital hafızadan kaldırılmasını talep etme hakkı olarak tanımlanabilir. Özellikle internet ortamında bilgiye ulaşılabilirliğin üst düzeyde olmasıyla birlikte kişilerin kendileriyle ilgili rahatsız edici içeriklerin dolaşımı da kolaylaşmıştır. Bu rahatsız edici içeriklerin kişilerin şeref ve onuruna zarar verecek şekilde kullanılması ,depo edilmesi de bir başka tehlikeyi oluşturmaktır. Unutulma hakkı da bu noktada kişilere yapacakları başvuru üzerine bu verilerin kaldırılmasını talep etme hakkı tanımaktadır. Unutulma hakkının uluslararası tanınırlığı ise Avrupa Birliği Adalet Divanının Google-İspanya kararı ile olmuştur. İspanyol başvurucu kendi ad ve soyadı ile Google üzerinden yapılan arama sonucunda yıllar öncesine ait gayrimenkul satış haberinin çıkması üzerine ilgili haberin kaldırılması ya da kendi ismi görünmeyecek şekilde yayında kalması talebiyle süreci başlatmıştır.
Türk Hukukunda unutulma hakkı: Unutulma hakkı Türk hukukunda açık bir şekilde kavramsal olarak düzenlemeye konu olmamakla birlikte Anayasanın 20. Maddesi ve Kişisel Verileri Koruma Kanunu nun ilgili maddeleri ve yüksek yargı mercilerinin verdiği içtihatlara bakıldığında uygulanabilirliğinin mümkün olduğu söylenebilir.
Anayasanın 20. Maddesine göre Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir, hükmüyle unutulma hakkı kapsamında yer alan ilgili kişinin internet ortamında yer alan bilgilerinin silinmesini talep etme hakkını da içerdiği söylenebilir.
6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanununda da kişisel verilerin silinmesi , yok edilmesi ve veri sorumlusunun yükümlülüklerinin düzenlenmiştir. İlgili kanunun(KVKK) 4. Maddesinde kişisel verilerin işlenmesinde uyulması gereken ilkelere yer verilmiş özellikle doğru ve gerektiğinde güncel olma , belirli açık ve meşru amaçlarla işlenme, mevzuatta öngörülen süre ve amacı kadar saklama kriterleri getirilmiştir.
Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi ve Anonim Hale Getirilmesi başlığını taşıyan ilgili kanunun 7/1e göre: Bu Kanun ve ilgili diğer kanun hükümlerine uygun olarak işlenmiş olmasına rağmen, işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması hâlinde kişisel veriler resen veya ilgili kişinin talebi üzerine veri sorumlusu tarafından silinir, yok edilir veya anonim hâle getirilir Hükmüyle unutulma hakkının pratik uygulanabilirliği için yöntemler ortaya konulmuştur. Yine aynı kanunun 11. Maddesinde bu ilgili kişilere bir hak olarak tanınmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı ile Unutulma Hakkına Atıf: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 17.06.2015 tarihinde verdiği kararla unutulma hakkına atıfta bulunmuş, Avrupa Adalet Divanının Google- İspanya kararına da değinerek önüne gelen uyuşmazlığı karara bağlamıştır. Söz konusu uyuşmazlığa konu olayda ilgili kişi, seneler önce yaşadığı cinsel saldırı suçunun mağduru olup yaşadığı olay neticesinde ifadesi mahkeme tutanaklarına geçmiş ve bu ifadeler ismi rumuzlanmadan açık bir şekilde yazılı ceza hukuku kitabında yer almıştır. Davacı kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle manevi tazminat talebiyle yargı yoluna başvurmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ise unutulma hakkına ilişkin değerlendirmelerde bulunmuş ve davacı lehine tazminata hükmetmiştir. Yargıtay HGK unutulma hakkının her ne kadar dijital veriler için tanımlansa bile kamunun kolayca ulaşabileceği veriler için de kabul edilmesi gerektiğini savunmuştur. Ayrıca unutulma hakkının amacına ilişkin de şu değerlendirmeler önemlidir:
‘Unutulma hakkına gelince; unutulma hakkı ve bununla ilişkili olan gerektiği ölçüde ve en kısa süreliğine kişisel verilerin depolanması veya tutulması konuları, aslında kişisel verilerin korunması hakkının çatısını oluşturmaktadır. Her iki hakkın temelinde bireyin kişisel verileri üzerinde serbestçe tasarruf edebilmesini, geçmişin engeline takılmaksızın geleceğe yönelik plan yapabilmesini, kişisel verilerin kişi aleyhine kullanılmasının engellenmesini sağlamak yatmaktadır. Unutulma hakkı ile geçmişinde kendi iradesi ile veya üçüncü kişinin neden olduğu bir olay nedeni ile kişinin geleceğinin olumsuz bir şekilde etkilenmesinin engellenmesi sağlanmaktadır. Bireyin geçmişinde yaşadığı olumsuz etkilerden kurtularak geleceğini şekillendirebilmesi bireyin yararına olduğu gibi toplumun kalitesinin gelişmişlik seviyesinin yükselmesine etkisi de tartışılmazdır.’
‘Bu bağlamda değerlendirildiğinde; 4 yıl önce gerçekleşen bir olayın mağduru olan kişinin adının açık bir şekilde yazılarak kitapta yer alması halinde unutulma hakkının bunun sonucunda da davacının özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiği kabul edilmelidir. Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın “Google Kararı”nda açıkladığı gibi ilgili verinin kamu hayatında oynadığı önemli rol ve halkın ilgili veriye yönelik yoğun ilgisi şeklinde, üstün bir kamu yararını ortaya koyan özel sebepler bulunmadığına göre bilimsel esere alınan kararda kişisel veriler açık bir şekilde yer almamalıdır.’
Anayasa Mahkemesinin 03.03.2016 tarihli kararı: Başvurucu, seneler önce hakkında adli para cezasına hükmedilen bir suçla ilgili internet ortamında 3 haber başlığının yer aldığını şeref ve itibarının korunması hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi ise başvuruyu unutulma hakkı kapsamında değerlendirmiş ve bazı kriterler getirmiştir. Kişinin şeref ve itibarının korunması hakkı ile ifade ve basın özgürlüğü arasında denge kurulması gerektiği, dijital ortamda yer alan haberin devamının toplumun haber alma özgürlüğüne etkisi, şahsın toplum neznindeki yeri gibi çeşitli kriterler getirmiştir. Fakat bir internet haberinin unutulma hakkı kapsamında yayından kaldırılması talebinde her somut olay için ayrı değerlendirme yapmak gerekir. Anayasa mahkemesinin söz konusu kararından bazı değerlendirmeler şöyledir;
‘Unutulma hakkı, internet ortamında bir haberin uzun süredir kolayca ulaşılabilir olması nedeniyle kişinin şeref ve itibarının zedelenmesi durumunda gündeme gelmektedir. Bu hakkın amacı, internetin yaygınlaşması ve sağladığı imkânlar nedeniyle ifade ve basın özgürlükleri ile kişilerin manevi varlığının geliştirilmesi hakkı arasında gerekli hassas dengenin kurulmasını sağlamaktır. O hâlde bu yol, internet ortamında haber arşivini koruma altına alan basın özgürlüğünün ve halkın haber ve fikirlere ulaşma özgürlüğünün özüne dokunmayacak ve aynı zamanda hak sahibinin çıkarlarını koruyacak şekilde kullanılmalıdır.’
‘Bir İnternet haberinin unutulma hakkı kapsamında internetten çıkarılabilmesi için yayının içeriği, yayında kaldığı süre, güncelliğini yitirme, tarihsel bir veri olarak kabul edilememe, kamu yararına katkısı (toplumsal açıdan haberin değeri, haberin geleceğe ışık tutan niteliği) habere konu kişinin siyasetçi veya ünlü olup olmadığı, haber veya makalenin konusu, bu bağlamda haberin olgusal gerçekler ya da değer yargısı içerip içermediği, halkın ilgili veriye yönelik ilgisi gibi hususların her somut olay açısından incelenmesi gerekmektedir.’
‘Başvuru tarihi itibarıyla söz konusu haberin yaklaşık on dört yıl önceki bir olaya ilişkin olduğu ve böylelikle güncelliğini yitirdiği açıktır. İstatistiki ve bilimsel amaçlar yönünden de yukarıda ifade edilen gerekçelerle bu bilgilere internet ortamında kolaylıkla ulaşılmayı gerekli kılan bir neden bulunmamaktadır. Bu bağlamda kamu yararı bakımından siyasi veya medyatik bir kişiliğe sahip olmayan başvurucu hakkında internet ortamında yayınlanan haberlerin kolaylıkla ulaşılabilirliğinin başvurucunun itibarını zedelediği açıktır.’
Denge Olarak 5651 Sayılı Kanun: Anayasa Mahkemesi 03.03.2016 tarihli kararında basın ve ifade özgürlüğü ile kişilik hakkı arasındaki dengeyi kurmada haberin anonim hale getirilmesi , kişinin haberle bağının koparılması haberin ilgili kişinin kişilik haklarına ihlal eden kısmının erişime engellenmesi gibi çeşitli yollarla hem unutulma hakkı bağlamında kişilik hakkının zedelenmeyeceği hem de basın ve ifade özgürlüğünün korunacağı ifade edilmiştir. 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 9 uncu maddesine dayanılarak kişilik haklarını ihlal eden internet verisinin ilgili kısmına erişimin engellenerek -zorunlu olmadıkça tümüne erişimin engellenmemesi- bir denge kurulacağı ifade edilmiştir.
Alınacak tedbirlerin kişinin şeref ve itibarına yönelik müdahaleleri unutulma hakkı gereğince engellemek için arşivde arama yapmaya imkân tanıyan haber ile kişi arasında ilişki kuran kişisel verilerin silinmesi, haberin anonim hâle getirilmesi, haber içeriğinin bir kısmına erişimin engellenmesi gibi birçok yöntem benimsenebilir.
Yargıtay 19. Ceza Dairesi Esas:2016/15510 Karar:2017/5325 05.06.2017 tarihli kararı: 6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu yürürlüğe girdikten sonra Yargıtay 19. Ceza Dairesi önüne gelen uyuşmazlıkta kişisel verilerin korunması bağlamında unutulma hakkına ilişkin geniş değerlendirmelerde bulunmuştur. Söz konusu kararda ifade ve basın özgürlüğünün anayasa mahkemesi kararlarında çizilen sınırlara değinilmiş, unutulma hakkının kullanabilmesi için yüksek mahkemenin verdiği 03.03.2016 tarihli karardan alıntılarla hakkın kullanımına ilişkin açıklamalarda bulunulmuştur. Bir başka örnek karar için[1]
Kurulun Başvuruları Değerlendirmesi:
Kişisel Verileri Koruma Kurulu başvuruları değerlendirirken başvurucuların ilk önce veri sorumlusu sıfatıyla arama motorlarına başvurmalarını beklemektedir. Veri sorumlusu; Kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişiyi, ifade eder. Arama motorları 6698 sayılı kanunun 3. Maddesine göre veri sorumlusudur. Ayrıca arama motorları 6698 sayılı kanun e bendine göre kişisel veri işleme faaliyetinde de bulunurlar. Arama motorları yapılacak başvurunun şeklini gerekli belgeleri kendisi belirleyebilir.
Başvurunun arama motorları tarafından dikkate alınmaması ya da reddedilmesi durumunda başvurucular Kişisel Verileri Koruma Kurumuna başvurabilecekleri gibi aynı zamanda yargı yoluna da başvurabilirler. Kurum kendisine yapılan başvuruları Anayasanın 20. Maddesinin üçüncü fıkrası ile 6698 sayılı kanun ve kişisel verilerin silinmesi, yok edilmesi veya anonim hale getirilmesi hakkında yönetmeliği dikkate alarak inceleyecektir. Kurum kişilerin ad ve soyadları ile arama motorlarında çıkan sonuçların ulaşılmamasını isteme hakkını indeksten çıkarma talebi olarak inceleyecektir. Kurul başvuruyu incelerken bazı kriterleri de dikkate alacağını söylemiş fakat kriterlerin kesin olmadığını her somut olay açısından ayrı değerlendirileceğini ifade etmiştir. Kurulun ilgili karar sonunda ek olarak sunduğu bazı kriterler ise şunlardır;
- İlgili kişi kamusal yaşamda önemli bir rol oynuyor mu?
- Arama sonuçlarının öznesi bir çocuk mu?
- Bilginin içeriği doğru mu?
- Bilgiler kişinin çalışma hayatı ile mi ilgili?
- Arama sonuçlarında yer alan bilgi ilgili kişi hakkında hakaret, onur kırıcı, iftira niteliği taşıyor mu?
- Arama sonuçlarında yer alan bilgi özel nitelikli kişisel veri niteliği taşıyor mu?
- Arama sonuçlarında ulaşılan bilgi güncel mi?
- Arama sonucunda ulaşılan bilgi kişi hakkında önyargıya sebep oluyor mu?
- Arama sonucunda yer alan bilgi kişi açısından bir risk doğuruyor mu?
- Bilgi kişinin kendisi tarafından mı yayımlandı?
- Orijinal içerik gazetecilik faaliyeti kapsamında işlenen verileri mi kapsıyor?
- İlgili kişiye ilişkin bilgilerin yayımlanmasında yasal bir zorunluluk var mı?
- İlgili kişiye ilişkin bilgi ceza gerektiren bir suçla mı ilgili?
[1] Yargıtay 19.CD 10.12.2018 tarih E.2018/7735 K.2018/13080,