İNŞAAT SÖZLEŞMELERİNDE MÜTEAHHİTTİN İNŞAATI İMAR KANUNUNA AYKIRI OLARAK YAPMASI
Taraflar arasındaki inşaat sözleşmesinden doğan edimler; sözleşmenin kurulması aşamasından sonra gerekli izinlerin alınamaması ya da yetkili makamlar tarafından inşaatın durdurulması nedeniyle ifa edilemez veya imkânsız hale gelebilmektedirler. Bazı durumlarda ise müteahhittin üzerine düşen edimleri yerine getirmediği görülmektedir.
Kaçak yapılan ve yıkılması gereken binalarla ilgili yüklenicinin edimini yerine getirdiği kabul edilemez.1 Bu nedenle sözleşmenin feshi gerekir.
Ruhsat alınan parsellerdeki inşaatlar kararlaştırılan sürede tamamlanmadığı veya uzunca bir süre geçmiş olmasına rağmen ruhsat alınmadığında BK’ nun 107. maddesindeki süre verilmeksizin ve ihtara gerek olmaksızın fesih koşulları gerçekleştiğinden, arsa sahiplerinin BK. 106 maddesinin ikinci fıkrasında yazılı seçimlik hakları doğmuş olur. Arsa sahipleri bu seçimlik haklarını sözleşmenin feshi ve menfi zararın tazmini şeklinde kullanabilirler.2
Sözleşmenin geriye etkili feshedilince; yüklenicinin arsa sahipleri yararına yaptığı bir kısım imalat varsa, bu imalatın bedeli , fesih kararının kesinleştiği tarihteki serbest piyasa rayicine göre hesaplanır.3
[1] Yargıtay15. HD. 21.3.2007, 7482/1755 [2] Yargıtay 15. HD. 6.3.2006, 947/1248 [3] Yargıtay 15HD. 19.02.2007, 70/10022