YAĞMA TCK 148-150
Yağma suçunun soruşturulup kovuşturulması şikâyete bağlı değildir. Bu sebeple mağdurun şikâyet etmesi şartı olmadığı gibi mağdurun şikâyetini geri çekmesinin de kovuşturmaya etkisi olmayacaktır.
Yağma suçunda görevli ilk derece mahkemesi ağır ceza mahkemeleridir. Yağma suçu alt sınırı itibariyle zorunlu müdafii atanması gerektiren bir suçtur.
Yağma suçu CMK md 253’te düzenlenen uzlaştırmaya tabii suçlardan sayılmadığı için uzlaştırmaya tabi değildir. Ancak yağma suçu, niteliği itibariyle hukuki ilişkiden kaynaklı alacağın tahsili amacını taşıyorsa TCK 150/1’e göre tehdit veya kasten yaralama suçuna dönüşürse uzlaştırmaya tabii olabilecektir. Tehdit ve kasten yaralama suçlarında ise kısıtlı hallerde uzlaştırma yoluna başvurulabilmektedir. Tehdit suçu açısından TCK md 106/1’de düzenlenen basit tehdit suçu açısından başvurulabilmektedir. Kasten yaralama suçu açısından ise TCK md 88 ve 89’a göre yaralamanın basit haliyle ve ihmali davranışla işlenmesi hali uzlaştırma kurumuna dahil edilmiştir.
Mağdur veya mağdurun yakını/yakınları öncelikle bir zarar görme tehlikesi altında bırakılmalıdır. Söz konusu zarar geniş kapsamda tutulmuştur ve vücut bütünlüğüne verilebilecek bir zarar veya malvarlığına verilebilecek büyük bir zarar söz konusu olabilir. Burada tehdit edilen unsur ve verilecek zarar dengesi somut olayın şartlarına göre uygun değerlendirilmelidir. Suçun ikinci unsuru ise tehdit veya cebirdir. Cebir veya tehditle mağduru veya bir yakınını ciddi bir zarara uğratacağını veya tehlikeye sokacağını belirterek bir maddi bir zarara sokulmasıdır. Maddi bir zarar, bir malın veya paranın verilmesi, alınmasına engel olunmaması veya senedin imzalanması söz konusu olabilir.
TCK 148/2’de yağma suçunun senet nezdinde ayrıca düzenlendiğini görülür. Yargıtay’ın uygulamasına göre maddede tanımlanan “senet” sadece bir kambiyo senedi anlamında değil, boş kâğıdı imzalamaya veya imha etmeye zorlanmak da bu kapsamda tutulmuştur.
Yağma suçunun nitelikli hali ise TCK md 149’da ayrıntılı şekilde sıralanmıştır:
- a) Silahla,
- b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle,
- c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
- d) (Değişik: 18/6/2014-6545/64 md.) Yol kesmek suretiyle ya da konutta, işyerinde veya bunların eklentilerinde,
- e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
- f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
- g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
- h) Gece vaktinde, İşlenmesi halinde, fail hakkında on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Suçun birden fazla kişi ile işlenmesi açısından ise iki müşterek fail yeterli olacaktır. Bu noktada müşterek faillik ilişkisi dikkatli incelenmelidir. Somut olayda bir azmettiren veya bir dolaylı fail ve bir de doğrudan fail varsa suçun nitelikli hali meydana gelmez. Bu ayrımın yapılmasının sebebi yine nitelikli halin mağdur üzerindeki yarattığı korkutucu etkiye göre Yargıtay değerlendirilmesidir.
TCK 150’ye göre yağma suçu açısından daha az cezayı gerektiren haller öngörülmüştür:
- Kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması halinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
- Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.
Daha az cezayı öngören maddenin uygulanmasını Yargıtay geniş yorumlayarak, azmettirenin alacağını veya arkadaşının alacağını tahsil amacı ile suçu işleyen fail hakkında da TCK 150/1’in uygulanmasını gerektiği hakkında karar vermiştir. Malın değerinin azlığı açısından ise Yargıtay, mağdur ve failin somut olay içerisindeki durumu gibi birçok kriteri bir arada değerlendirmektedir.
Yağma suçu ceza kanununda öngörülen suçlar açısından başka suçlara da evirilebilme ihtimali olan, alt ve üst sınırı yüksek olan bir suçtur. Bu sebeple alanında uzman bir avukat ile doğru şekilde ilerlenmesi hayli önemlidir.