Kamu Görevinin Terki veya Yapılmaması Suçu (TCK 260)

 

Madde Metni

(1) Hukuka aykırı olarak ve toplu biçimde, görevlerini terk eden, görevlerine gelmeyen, görevlerini geçici de olsa kısmen veya tamamen yapmayan veya yavaşlatan kamu görevlilerinin her biri hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. Kamu görevlisi sayısının üçten fazla olmaması halinde cezaya hükmolunmaz.

(2) Kamu görevlilerinin mesleki ve sosyal hakları ile ilgili olarak, hizmeti aksatmayacak biçimde, geçici ve kısa süreli iş bırakmaları veya yavaşlatmaları halinde, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza da verilmeyebilir.

Madde Gerekçesi

Madde metninde, kamu görevlilerinin toplu olarak görevlerini terk etmesi, görevlerine gelmemesi, görevlerini geçici de olsa kısmen veya tamamen yapmaması veya yavaşlatması suç olarak tanımlanmıştır.

Bir hizmetin kamu adına yürütülmesine karar verilmesi, bu hizmetin düzenli ve aksamaksızın yürütülmesini gerektirir. Madde metniyle bir kamu hizmetinin aksamasına neden olacak toplu hareketler ceza yaptırımı altına alınmıştır.

Söz konusu suçun oluşabilmesi için maddede belirtilen hareketlerin toplu olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Söz konusu hareketlerin toplu olarak yapıldığının kabulü için, en az dört kişinin birlikte hareket etmiş olması gerekir.

Maddenin ikinci fıkrasında, görevin toplu olarak ve kısa bir süre için terkinin kamu hizmetinin yürütülmesi açısından oluşturduğu haksızlığın azlığı göz önünde bulundurularak, verilecek cezada indirim yapma veya ceza vermeme konusunda mahkemeye takdir yetkisi tanınmıştır. Ancak, bu takdir yetkisinin kullanılabilmesi için, görevin kısa bir süre terkinin hizmeti aksatmaması ve münhasıran kamu görevlilerinin mesleki ve sosyal hakları ile ilgili taleplerini ifade amacıyla yapılması gerekir.

1. Maddi Unsur

Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçunun maddi unsurunu üç temel öğe oluşturur: failin kamu görevlisi olması, eylemin toplu biçimde gerçekleştirilmesi ve görevin hukuka aykırı olarak tamamen ya da kısmen terk edilmesi, yapılmaması veya yavaşlatılması. Kanun, “toplu” kavramını en az dört personelin birlikte hareket etmesi şeklinde somutlaştırarak, münferit eylemleri TCK 257 kapsamındaki görevi kötüye kullanma suçundan ayırır.

1.1 Kamu Görevlisi Olma Şartı
TCK 6/1‑c’deki geniş tanım, sözleşmeli öğretmenden bilirkişiye, sandık kurul üyesinden sağlık teknikerine dek uzanır. Örneğin 2024’te Eskişehir’de bir Aile Sağlığı Merkezinde dört hemşirenin aynı vardiyada hastaları kabul etmeyip “hak arama” gerekçesiyle iş bırakması, maddenin uygulanmasını gündeme getirmiştir. Burada hem hizmetin aksamaması ilkesi hem de Anayasa’nın 53. ve 54. maddelerindeki çalışan hakları dengelenir.

1.2 Topluluk Şartı
Yargıtay, 1981 tarihli Y. 8. CD E. 1981/1952 K. 1981/2640 kararında, sendika çağrısına uyarak okula gelmeyen üç öğretmen + bir müdürü “toplu fail” saymış; alt sınırın altındaki vakalarda ise suçun oluşmayacağına hükmetmiştir

1.3 Fiilin Niteliği
Fiil; işe gelmeme, işi yavaşlatma, görevi bilerek savsaklama şeklinde ortaya çıkabilir. Örnek: bir icra müdürlüğünde harç tahsil memurlarının bilgisayar sistemini “ağırdan alma” yöntemiyle çalıştırıp dosya devir süresini günlerce uzatması. Burada “yavaşlatma”, TCK 260/1 kapsamındaki neticeyi doğurur.

1.4 Hukuka Aykırılık
Fiilin hukuka uygunluk nedenleri yoksa –örneğin kanunen kabul edilmiş grev, zorunlu hastalık raporu, olağanüstü hal tatbikat görevi– suç oluşur. Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’ndaki “grev yasağı” ilkesi, TCK 260’ın temel dayanaklarından biridir.

1.5 Türk Ceza Kanunu m. 260/2’nin Etkisi
Kısa süreli, hizmeti aksatmayan ve yalnızca mesleki‑sosyal hak arayışına yönelik eylemlerde hâkim, cezayı indirebilir veya tümden kaldırabilir

2. Manevi Unsur (Fail – Mağdur – Hareket‑Sonuç)

2.1 Kastın Niteliği

Suç yalnızca kasten işlenebilir; taksir mümkün değildir. Fail, toplu hareketin kamu hizmetini aksatacağını bilmek ve istemek zorundadır. Bilinçli taksir dahi yeterli sayılmaz.

2.2 Fail Profili

Fail konumundaki kamu görevlileri genellikle sendika üyesi memurlar, adliye personeli, sağlık çalışanları, bilirkişilerdir. Yargıtay 9. CD’nin 2024/665 K. kararında, bilirkişinin mahkemenin çağrısına rağmen rapor sunmaması “kamu görevinin yapılmaması” sayılarak mahkûmiyet onanmıştır.

2.3 Mağdur Kavramı

Kanundaki “soyut” mağdur, kamu düzeni ve toplumdur. Ancak uygulamada belirli kişiler dolaylı mağdur sıfatını kazanabilir: Acil serviste iş bırakma hâlinde hastalar, bilirkişinin rapor sunmaması durumunda davalı‑davacı taraflar.

2.4 Hareket‑Sonuç İlişkisi

Hareket suçtur; netice aranmaz. Yine de somut zarar oluşması ceza belirlemede takdir indirimi veya artırımına yol açabilir. Örneğin, vergi dairesinde toplu iş bırakma sonucu ihalenin gecikmesi kamu zararına yol açmışsa, mahkeme TCK 61’deki ölçütleri kullanarak üst sınıra yaklaşabilir.

2.5 Sübjektif Unsurların İspatı

Delil olarak mesaj kayıtları, sendika çağrı tutanakları, kamera görüntüleri ve devamsızlık çizelgeleri kullanılır. Kast bakımından iç yazışmalar ve WhatsApp grupları kritik rol oynar.

3. Teşebbüs

TCK 260, hareket suçu olduğundan klasik anlamda teşebbüse elverişli değildir. Yargıtay, “işe gelmeme kararı alınıp fiilen iş bırakılmadığı” durumları hazırlık hareketi kabul eder. Ancak fiilin “tamamlanmasına elverişli” icra hareketleri başlarsa –örneğin memurlar sistem şifrelerini kilitlemeye başlar fakat amir müdahale edip durdurur– doktrindeki baskın görüş, etkin pişmanlık benzeri değerlendirme yapılmasını savunur; Yargıtay ise çoğunlukla “suç henüz oluşmadı” diyerek beraat kararı verir.

4. İştirak

4.1 Zorunlu Çoklu Fail

Suç tipinin yapısı gereği zorunlu iştirak vardır. En az dört fail, müşterek faillik sorumluluğu doğurur. Suça azmettirme ya da yardım etme, TCK 39‑40 doğrultusunda ayrıca değerlendirilir.

4.2 Sendika Yöneticilerinin Sorumluluğu

Bir sendika yöneticisi, iş bırakma eylemine katılmasa dahi çağrı yapmışsa “azmettiren” sıfatıyla cezalandırılır. 1981 tarihli Y. 8. CD kararında okul müdürünün boykot çağrısı fail sayısını tamamlamada etkili görülmüştür

Amir, görevi aksatma hareketini bile bile engellemez veya caydırmazsa TCK 251 (ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma) ile bileşik değerlendirilir. Öğretim üyesi‑dekan çatışmalarında Yargıtay, ayrı suçların oluştuğunu kabul etmiştir.

5. İçtima

5.1 Görevi Kötüye Kullanma ile İlişki

Fiil, hem TCK 257 hem de TCK 260 kapsamına giriyorsa özel hüküm – genel hüküm ilişkisi sebebiyle yalnız m. 260’tan hüküm kurulur.

5.2 Kamu Zararına Neden Olan İkincil Suçlar

Toplu iş bırakma sırasında resmî evrakın kaybolması veya kamu malına zarar (TCK 184, 265) işlenirse, gerçek içtima uygulanır; yani fail hem 260 hem de ilgili suçtan cezalandırılır.

5.3 Disiplin‑Ceza İlişkisi

657 sayılı Kanun’daki devlet memurluğundan çıkarma yaptırımı, ceza yargılamasından bağımsızdır. Ancak disiplin amiri, kesinleşmiş mahkûmiyet kararını ağırlaştırıcı faktör olarak dikkate alabilir.

6. Uzlaşma

TCK 260, CMK 253 listesinde yer almadığından uzlaşma dışıdır. Suçun kamu düzenine ilişkin niteliği, taraf iradelerini etkisiz kılar; uzlaşma teklifi yapılsa dahi soruşturma‑kovuşturma sürer

7. Görevli Mahkeme

7.1 Genel Kural

Yetkili ve görevli mahkeme, failin görev yerinin bulunduğu yer Asliye Ceza Mahkemesidir. Suç örgütü veya terör bağlantısı iddiası yoksa Ağır Ceza yetkili değildir.

7.2 Özel Durumlar

  • Bilirkişi sıfatıyla görev yapmayan hâkim‑savcılar bakımından Hâkimler ve Savcılar Kanunu hükümleri, soruşturma izni prosedürünü tetikler.
  • Askerî personel için 7068 sayılı Disiplin Kanunu devreye girer; ancak fiilin TCK 260 kapsamında kaldığı kabul edildiğinde dosya askerî yargı kaldırıldığı için sivil mahkemelere gider.

8. Yaptırım

8.1 Temel Ceza

Kanun, 3 ay – 1 yıl arası hapis cezası öngörür. Adli para cezasına çevrilme veya erteleme mümkündür; ancak mahkeme, “kamu hizmetinin sekteye uğraması”nı ağırlaştırıcı görürse seçenek yaptırımlara gitmeyebilir.

8.2 İndirim ve Artırım Sebepleri

  • TCK 260/2: Hizmeti aksatmayan kısa süreli eylem → cezadan indirim veya cezasızlık.
  • TCK 62 takdiri indirim: Failin etkin pişmanlık göstermesi (örn. göreve derhâl dönüş, hastaların mağduriyetini giderme).
  • TCK 53: Mahkûmiyet halinde kamu görevi yasakları uygulanır; sağlık personeli örneğinde kamu hizmetinden yasak kararı genellikle ertelenir çünkü hizmete duyulan ihtiyaç gözetilir.

8.3 İnfaz Rejimi

1 yıl sınır, denetimli serbestlik ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) için uygundur. Yargıtay, haksız fiilin toplum üzerindeki etkisini ölçerek HAGB’ye itirazları genelde reddeder; ancak tek seferlik eylem ve pişmanlık durumlarında HAGB’yi uygun bulur.

Sonuç

Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçu, toplu eylemlerle kamu hizmetinin sekteye uğramasını cezai yaptırım altına alarak, hizmetin sürekliliğini korumayı amaçlar. 2025 itibarıyla sendikal hak‑hizmet aksaması dengesi hâlen tartışmalı olsa da Yargıtay içtihadı, “toplu‑kasten‑hukuka aykırı aksatma” ölçütlerini istikrarlı biçimde uygulamaktadır. Uygulayıcılar için kritik noktalar:

  1. En az dört fail şartı.
  2. Kastın açık ispatı (toplu mesaj, bildiri vb.).
  3. Hizmet aksamasının derecesi (cezayı artırır/azaltır).
  4. Disiplin süreci ile ceza yargılamasının birbirinden bağımsız yürütülmesi.

YARGITAY KARARLARI

YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ E. 2006/4578 K. 2007/8696 T. 1.11.2007 • GÖREVLİYE SÖVME SUÇU ( Ceza Tutanağı Düzenleyen ve Aracına El Koyan Görevliye Sanığın Sizi Perişan Ederim Benden Para İstediler Şeklindeki Sözleri – Eylemin Görevliye Etkin Direnme Suçu Oluşturduğu Görevliye Sövme Suçundan Hüküm Kurulmasının Yasaya Aykırı Olduğu ) • GÖREVLİYE ETKİN DİRENME ( Sanığın Tarfik Cezası Kesen Görevlilere Tehdit ve Sövme ile Karşı Koyması – Eylemin Görevliye Etkin Direnme Suçunu Oluşturduğu ) • TEHDİT VE SÖVME İLE GÖREVLİYE KARŞI KOYMA ( Eylemin Görevliye Etkin Direnme Suçunu Oluşturması ) ÖZET : Sanığın tehdit ve sövme eylemleri ile görevlilere karşı koyduğunun anlaşılması karşısında, eyleminin görevliye etkin direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, dosya içeriğine uymayan gerekçelerle görevliye sövme suçu ile hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ E. 2014/10310 K. 2018/465 T. 8.2.2018 • ZİMMETE NEDEN OLMA SUÇU ( Sanığın Bir Suç İşleme Kararının İcrası Cümlesinde Değişik Zamanlarda Zimmet Suçunu Birden Fazla Kez İşlediği Kabul Edildiği – Sanık Hakkında Zincirleme Suç Maddesinin Uygulanmamasının Hatalı Olduğu ) • ZİNCİRLEME SUÇ ( Zimmete Neden Olma Suçu – Sanığın Bir Suç İşleme Kararının İcrası Cümlesinde Değişik Zamanlarda Zimmet Suçunu Birden Fazla Kez İşlediği Kabul Edildiği/Sanık Hakkında İlgili Maddenin Uygulanmamasının Hatalı Olduğu ) • DENETİM GÖREVİNİ İHMAL ( Sanıkları Denetlemekle Görevli Olan Sanıkların Belirtilen Adette Usulsüz Havale Ödeme İşlemine Onay Verdikleri Ayrıca Gün Sonunda Söz Konusu Havale Ödeme Belgelerindeki Bilgilerle MERNİS’ten Alınan ve Havale Ödeme Belgelerine Eklenmesi Gereken Kimlik Bilgilerini İçeren Belgeleri Kontrol Etmediği – Bu Şekilde Zimmet Suçunun İşlenmesine İmkân Sağladıkları Gözetilmeden Mahkumiyetlerine Karar Verilmesi Gerektiği ) ÖZET : Dava, zimmete neden olma suçunun incelenmesine ilişkindir. Bir suç işleme kararının icrası cümlesinde değişik zamanlarda zimmet suçunu birden fazla kez işlediği kabul edilen sanık hakkında zincirleme suç maddesinin uygulanmamasının hatalıdır.

Sanıkları denetlemekle görevli olan sanıkların belirtilen adette usulsüz havale ödeme işlemine onay verdikleri, ayrıca gün sonunda söz konusu havale ödeme belgelerindeki bilgilerle, MERNİS’ten alınan ve havale ödeme belgelerine eklenmesi gereken kimlik bilgilerini içeren belgeleri kontrol etmedikleri, bu şekilde denetim görevini ihmal ederek zimmet suçunun işlenmesine imkân sağladıkları gözetilmeden, denetim görevinin ihmali maddesinden mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekir.

AV. İLTAN EKMEKÇİOĞLU

Ceza Hukukuceza hukuku avukatıgörevin yapılmamasıkamu görevinin terk edilmesikamu görevlisi sorumluluğuTCK 260
Önceki yazı
Konkordato Hukukunda Başvuru, Yargılama ve Tasdik Süreci
Sonraki yazı
Kişilerin Malları Üzerinde Usulsüz Tasarruf Suçu (TCK 261)