MÜTEAHHİTTİN İFLASININ SÖZLEŞMEYE ETKİSİ

 

Müteahhittin yalnızca iflas etmiş olması sözleşmenin sona ermesi için yeterli bir sebep olarak kabul edilmemektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin sona ermesi bakımından, iflas eden yüklenici için yapılan alacaklılar toplantısında müflisin sanat ve ticaretine devam edip etmeyeceği kararı önem taşımaktadır. Eğer müflisin sanat ve ticaret hayatına devam etmesi doğrultusunda karar alınırsa artık sözleşmenin sona ermesi söz konusu olmayacaktır. Ancak, alacaklılar toplantısında müflisin işletmesine devam etmemesi yönünde karar alınırsa sözleşmenin sona ermesi sonucu doğacaktır.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta, yüklenici kendi kusuru neticesinde iflasa düşmüş olsa bile eserde o ana kadar meydana getirilen kısımların bir bedel karşılığı bulunuyor ve kullanılabiliyorsa, iş sahibi bu kısmın bedelini masaya ödemekle yükümlüdür.

İflas eden yüklenicinin kişisel özellikleri sözleşme için önem arz etmiyorsa ve yapılan alacaklılar toplantısında müflisin işletmesine iflas idaresinin kontrolü altında devam edilmesine karar verilmişse artık iflas eden yüklenicinin yerine iflas idaresi yüklenicinin yerine sözleşmeye girebilir.  Alacaklı bu durumda da iflas idaresinden bir güvence gösterilmesini talep edebilir ve bu güvencenin gösterilmesi için iflas idaresine uygun bir süre tayin edebilir. İflas idaresi tarafından uygun süre içerisinde güvence gösterilmemesi halinde alacaklı TBK m. 98 uyarınca sözleşmeden dönebilecektir.

Kısaca, müteahhidin iflası halinde somut uyuşmazlığa TBK’nın ifa güçsüzlüğüne ilişkin 98’inci maddesinin uygulanabileceği, bu kapsamda iş sahibinin müteahhitten ya da iflas idaresinden talep edeceği teminatın uygun süre içinde verilmemesi halinde sözleşmenin feshedilebileceği ve iş sahibinin sözleşmede kararlaştırılan cezayı ve cezayı aşan menfi zararlarını müflisten talep edebileceği belirtilmektedir.

Yüklenicinin iflas etmiş olması onun olanaksızlık içerisinde olduğunun göstergesidir. Ekonomik olarak yüklenici işi devam ettirebilme olanağına sahip değildir. Ancak yalnızca ekonomik yetersizlik içerisinde bulunması sözleşmenin sona ermesi için geçerli bir sebep olarak kabul edilmemektedir. İflasa rağmen iflas masasının sözleşmeye devam etme kararı alması durumunda sözleşme sona ermeyecektir. Bu yönde bir kararın alınmaması durumunda ise sözleşme olanaksızlık sebebi ile sona ermiş kabul edilecektir.

İflas masasının sözleşmeye katılması durumunda, yapılan birinci alacaklılar toplantısında bu durum görüşülür. Eğer iflas masasının sözleşmeye katılmasında bir yarar görülürse iflas masası sözleşmeye girmeye karar verecektir. İİK m. 198/1 uyarınca masanın yararı gözetilecek şekilde sözleşmeye girilme konusunda serbestçe karar verilir. Birinci alacaklılar toplantısında bir karara varılamaması halinde ikinci alacaklılar toplantısında bu husus karara bağlanır. İflas idaresi verilen karar doğrultusunda hareket etmeye mecburdur.

Sözü edilen “iflas” sözcüğü, iflas kararı verilmesi olmayıp “iflas masası”nın oluşturulması olarak anlaşılmalıdır. İflas masasına giren mal, alacak ve haklar borçların ödenmesine yetmiyorsa “borç ödemeden güçsüzlük” savunması öne sürülemez.

 Böyle bir sözleşmede sözleşmecilerin eserin henüz tamamlanmamış kısmına ilişkin olarak borçları sona erer. Mirasçıların ya da iflas masasının “edimi yerine getirme önerisi”ne, iş sahibi yanaşmak zorunda değildir. 

 

“Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshi ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yüklenicinin iflası halinde eser sözleşmesi ilişkisinin son bulmayacağı kabul edilmektedir. İş sahibinin iflastan önce yükleniciye iş bedelini ödemiş olması halinde iflas anında eser tamamlanmış olsa bile eserin değerini para olarak iflas masasına yazdıracağı düşünülebilir ise de arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde pay devri semenin ödenmesi niteliğinde olmayıp yüklenicinin sözleşme gereği taahhüt ettiği yükümlülüğüne mahsuben avans ödemesi vasfında olduğu ve gerçek satış işlemi de sözkonusu bulunmadığından mülkiyet hakkı sahibi olan davacı arsa malikinin tek taraflı irade beyanı ile sonlandırılması mümkün olmayan arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshini ve mülkiyet hakkına dayalı olarak tapu kaydının iptal ve tescilini istemek hakkı vardır. Davanın esasına girilmesi gerekir. Doktrin ve Yargıtay uygulamalarında yüklenicinin iflası halinde eser sözleşmesi ilişkisinin son bulmayacağı kabul edilmektedir. İş sahibinin iflastan önce yükleniciye iş bedelini ödemiş olması halinde iflas anında eser tamamlanmış olsa bile eserin değerini para olarak İİK’nın 198/I. maddesine göre iflas masasına yazdıracağı düşünülebilir ise de az yukarıda açıklandığı gibi arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde pay devri semenin ödenmesi niteliğinde olmayıp yüklenicinin sözleşme gereği taahhüt ettiği yükümlülüğüne mahsuben avans ödemesi vasfında olduğu ve gerçek satış işlemi de sözkonusu bulunmadığından mülkiyet hakkı sahibi olan davacı arsa malikinin tek taraflı irade beyanı ile sonlandırılması mümkün olmayan arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshini ve mülkiyet hakkına dayalı olarak tapu kaydının iptal ve tescilini istemek hakkı vardır.”    (YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ, E. 2010/2052, K. 2011/2753, T. 5.5.2011)

 

“ İflasın açılmasından sonra müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra devam olunabilir. Bu hükmün amacı, masanın aktif ve pasifini ilgilendiren davalara devam edilip edilmeyeceği konusunda alacaklılara zaman tanımaktır. Dava konusu alacak iflas masasına bildirilmiş ve ikinci alacaklılar toplantısında masaya kabul edilmişse alacak davasının konusu kalmaz. Ancak davaya konu alacağın ikinci alacaklılar toplantısında kabul edilmemesi hâlinde husumet iflas idaresine yöneltilerek davaya kayıt kabul davası olarak devam edilir ve iflas tarihi itibarıyla saptanan alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilir. İflas hukukuna ilişkin düzenlemeler kural olarak kamu düzenini ilgilendirdiğinden davalı şirket iflas etmişse mahkemece u durumun dikkate alınması zorunludur.”  (YARGITAY HUKUK GENEL KURULU, E. 2017/15-501, K. 2019/332, T. 21.3.2019)

Avukat iltan Ekmekçioğlu

Menü